Kara ve deniz surlarıyla çevrili tarihi İstanbul, tarih öncesinden Osmanlı'nın son dönemlerine kadar uzanan kültürel katmanlarıyla Akdeniz'in dikkat çekici şehirlerinden biridir. Etkileyici arkeolojik kalıntıları ve idari, dini, sosyal, eğitim, ticari işlevlere sahip yapı türlerinden oluşan zengin repertuarı ile büyüleyicidir. Tarihi İstanbul, tüm kültür varlıklarıyla titizlikle korunmayı hak etmekle birlikte, tarihi yapıların değişen değerleri, bakımsızlığı, uygunsuz yeniden kullanımı ve sunumundan kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır.
Tarihi Yarımada'nın 1995 yılında sit alanı olarak belirlenmesi, bölgenin daha iyi korunması için umutları yeşertmiştir. Ancak özel mülkiyetin korunması, mal sahiplerine mali ve teknik yardımlarla desteklenmemiştir. Bu nedenle ahşap evlerin bakımı düzgün bir şekilde yapılamadı ve birçoğu bakımsızlık ve yangınlar nedeniyle kaybedildi. İstanbul depreme yatkın bir bölgededir ve ihmal edilen anıtlar depremden zarar görme riskiyle karşı karşıyadır. Gelecekteki sarsıntılar için incelenmeleri ve stabilize edilmeleri gerekmektedir. Tarihi kentin kültürel mirasının özgünlüğünü ve bütünlüğünü korumak için depreme karşı hazırlık araştırmaları ve eylem planlarının uygulanması gerekmektedir.
Abstract
Historic Istanbul, surrounded by land and sea walls, is one of the remarkable cities of the Mediterranean, with cultural layers from the prehistoric to late Ottoman eras. The site is fascinating with its impressive archaeological remains and a rich repertoire of building types having administrative, religious, social, educational, commercial functions. Historic Istanbul deserves to be meticulously protected with all its cultural assets, yet there are problems arising from the changing values, lack of maintenance, inappropriate reuse and presentation of its historic buildings.
The scheduling of the Historic Peninsula as a conservation area in 1995 kindled hopes for its better protection. But the protection of private property was not supported by financial and technical aid to owners. Thus timber houses were not properly maintained and many were lost due to lack of care and fires. Istanbul is in an earthquake prone region and neglected monuments face the risk of earthquake damage. They need to be studied and stabilized for future tremors. The preparatory surveys and action plans against earthquake need to be implemented in order to preserve the authenticity and integrity of the cultural heritage of the historic city.