Mimarın Boş Arsa Hayali ile Siyonist Yerleşimci Sömürgeciliğin Gazze ve Filistin’deki Yıkımı Arasındaki Yakınlık
1Mimar, Bağımsız Araştırmacı
Mimar.ist Dergi 2024; 24(80): 29-32
Tam Metin PDF (Turkish)

Türkiye’de kent çalışmaları, mekânsal araştırmalar ve adalet konularına adanmış kurumlar, Gazze’de devam eden mekânsal yıkıma tanıklık etmenin ne anlama geldiği üzerine düşünmekte ve konuşmakta başarısız oldu. Oysa İsrail, mimarinin olağan ve istisnai kullanımlarında nasıl bir şiddet, yıkım, işkence ve sömürgeleştirme aracı olarak silahlaştırılabileceğine dair çok çeşitli örnekler sunuyor. Gazze Şeridi’ndeki yıkım hakkında, mekânsal yıkımı farklı odakları üzerinden açıklayan çeşitli kavramlar (yer imhası, kent-kırım, mekân-kırım, mesken-kırım, vb.) yardımıyla konuşabiliriz. Ancak bu yazıda bunu, yerleşimci sömürgeciliğin nihai nesnesi ve ürünü olan terra nullius (sahipsiz toprak) ile modern mimarın boş arsa hayali arasındaki akrabalık üzerinden düşünmek istiyorum. Nitekim her ikisi de bir maddi ve manevi silme işlemini gerektiriyor. Bu düşünce biçimi hem Gazze’deki hızlı ve spektaküler olan hem de Batı Şeria’daki yavaş ve tanınmayan silme işlemini kapsayabilir. Ayrıca hem mimari tahayyülümüzü hem de Filistin’i sömürgesizleştirme olasılıkları hakkında düşünmemize yardımcı olabilir.


The Affinity Between the Architect’s Dream of an Empty Lot and the Destruction of Zionist Settler Colonialism in Gaza and Palestine
1Architect, Independent Researcher
Mimar.ist Dergi 2024; 24(80): 29-32

Abstract

In Turkey, institutions dedicated to urban studies, spatial studies and justice have failed to address and reflect on what it means to witness the ongoing spatial destruction in Gaza. Yet Israel offers a wide range of examples of how architecture can, in its ordinary and exceptional uses, be weaponized as a tool of violence, destruction, torture, and colonization. We can talk about the destruction in the Gaza Strip with the help of various concepts (place annihilation, urbicide, spaciocide, domicide, etc.) that explain spatial destruction through its different foci. In this short piece, however, I want to think about it in terms of the kinship between terra nullius (unclaimed land), the ultimate object and product of settler colonialism, and the modern architect’s dream of the empty construction lot. Both entail a process of material and immaterial erasure. This way of thinking can encompass both the quick and spectacular erasure in Gaza and the slow and unrecognizable erasure in the West Bank. It can also help us think about the possibilities of decolonizing both our architectural imagination and Palestine.