Daha sonra Narmanlı Han olarak bilinen Beyoğlu'ndaki Rus Büyükelçiliği'nin eski ofislerinin tarihi 1831 yılına kadar uzanıyor. Bugün Beyoğlu'nun en eski binalarından biri olan yapı, 1870 yangını gibi birçok felaketi atlatmıştır. Yaklaşık yüz yıl boyunca elçilikte çalışan Rus memurların ofis ve konutları olarak kullanılan bina, 1940-1960'lı yılların İstanbul'unda A. Hamdi Tanpınar ve Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi Türk kültür dünyasının önde gelen birçok sanatçı ve yazarının yaşadığı bohem yaşam tarzına tanıklık etmiştir. Binanın mülkiyeti 2014 yılında değiştiğinde, kapsamlı bir dönüşüm sürecine girdi. Binanın bazı bölümlerinin yeniden inşa edilmesi ve kompleksin bir yemek alanı olarak kullanılması için müteahhitler tarafından önerilen kararlar, kültür varlıklarını koruma bölge kurulu tarafından onaylandı ve Beyoğlu Savunması ve Mimarlar Odası üyeleri gibi yerel grupların yoğun protestolarına rağmen uygulandı. Geçmiş anlatıların izlerini silerek kentin kolektif belleğine büyük zarar veren Narmanlı Han'ın dönüşümü, 2000'li yılların başından bu yana İstanbul'un tarihi alanlarını etkileyen kültür öncülüğündeki kentsel dönüşümün bir örneği olarak görülmelidir. Bu makale, Narmanlı Han'ın dönüşümü örneğinde olduğu gibi, yapılı çevre üzerinde genellikle olumsuz etkilere neden olan turizm ve kültür odaklı kentsel dönüşüm arasındaki yakın ilişkiyi tartışmayı amaçlamaktadır.
Abstract
Former offices of the Russian Embassy in Beyoğlu, later known as Narmanlı Han, dates back to 1831. It is one of the oldest buildings of Beyoğlu today, which has survived many disasters such as 1870 fire. Having been used as the offices and residences of the Russian officers, who worked for the embassy for almost a hundred years, it witnessed the bohemian lifestyle of 1940’s-1960’s in Istanbul, which was cherished by many eminent artists and writers of the Turkish culture scene, such as A. Hamdi Tanpınar and Bedri Rahmi Eyuboglu. When the building’s ownership changed in 2014, it went under a thorough transformation process. The decisions proposed by the developers to reconstruct parts of the building and use the complex as a food court was approved by the regional committee for the protection of cultural properties and was implemented in spite of the heavy protests by local groups, such as Beyoğlu Defence and members of Chamber of Architects. The transformation of Narmanlı Han, which gave much hazard to the urban collective memory of the city by erasing the traces of the past narratives, should be regarded a case for the culture led urban regeneration that affects Istanbul’s historic areas since early 2000’s. This article aims to discuss the close relationship between tourism and culture-led urban regeneration which often causes negative impacts on the built environment, as in the case of Narmanlı Han’s transformation.